MEKSİKA GEZİSİ

MEXİCO CİTY

Meksika´nın başkenti ve en büyük şehri. Anâhuac´ın yüksek platolarından birinde, 2.250 m yükseltide bulunan federal yönetim bölümünün merkezi.A ztekler döneminde “Ulu Tenochtitlan”; İspanyol sömürgesi döneminde “saygıdeğer ve asil emperyal şehir”; gösterişli evler ve yapılarının bolluğu ile “Saraylar şehri” gibi değişik isimlere layık görülen Meksiko City günümüzde 20 milyona dayanmış nüfusu ile adeta baş döndürücü bir metropol ünvanına kavuşmuş.

Antik Aztek kalıntılarını barındıran Kuzey Amerika Kıtasında bulunan Mexico City Meksika’nın Başkentidir. Hep ifade ettiğim üzere her seyahat benim için ayrı bir heyecan olup; farklı kültürleri, tarihleri, mirasları, insanları tanımak üzere yapılan güzel ve hepsi de bir müddet sonra uyanacağım bir rüyadır belki de. Ve her biri önce hayalle başladı. Elanaor Roosevelt’in dediği gibi “Gelecek hayallerinin güzellerine inananlarındır”

MEKSİKA ULUSAL ANTROPOLOJİ MÜZESİ

Mexico City’de beni en çok etkileyen yerden biriydi. Muhteşem bir müze öyle ki bu büyüklükte ve ihtişamlı bir müze beklemiyordum açıkçası. Çocukluğumdan beri Aztek, Maya ve İnka Uygarlıkları beni çok etkilemiştir. İşte tam da burada birçok medeniyetin buluntularına rastlamak mümkün. Dünyanın oluşumu, insanlık tarihi, Aztek ve Maya uygarlıklarının önemli eserleri sergilenmekte. Neredeyse ilk çağlardan itibaren bölgede olan her şey belirli bir düzen içinde görsel-yazısal anlatılmış. Asya’lı atalarının varlığına ve nasıl geldiklerine ait açık kanıtları net bir şekilde sergilemişler Oldukça büyük bir alana kurulmuş olan müzeyi tam anlamıyla gezmek isterseniz bir kaç gün ayırmak gerekir. O nedenle eserleri gitmeden önce biraz çalışmak gerek. Dünyanın sayılı müzelerinden biri; zengin antropolojik, arkeolojik ve etnografik koleksiyonları içerisinde barındıran müzenin elbette en etkileyici eseri Aztek Takvimi olarak bilinen dairesel Güneş Taşı’ydı. Ve bir de filmlere konu olan LUCY adlı fosil idi. Adı, bulunuşunu kutlamak için, bulunduğu akşam verilen yemekte dinlenilen Beatles grubunun Lucy in the Sky with Diamonds parçasında adı geçen kızdan esinlenilmiş olup, buluntu yetişkin yaşta ölmüş bir dişinin hemen hemen eksiksiz iskelet kemiklerinin fosiliymiş.

FRİDA KAHLO MÜZESİ

Frida Kahlo Müzesi Meksikalı sanatçı Frida Kahlo’nun yaşamına ve eserine adanmış tarihi bir ev müzesi ve sanat müzesidir. Yapın kobalt mavisi duvarları sebebiyle Mavi Ev (La Casa Azul) olarak da bilinir. Meksiko’daki Coyoacán’ın Colonia del Carmen semtinde yer almaktadır.

 

1907 yılında Meksiko’nun güneyindeki Coyoacán’da dünyaya geldi. 6 Temmuz 1907 günü doğmuş olmasına rağmen kendisi doğum tarihini Meksika Devrimi’nin . Frida Kahlo 1907 Meksika doğumludur. Komünist ve feminist bir kimliğe sahip olan sanatçı, Meksika yerli kültürüyle gerçekçi, sembolist ve sürrealist üsluba sahip çalışmalar yapmıştır.

 

Bir yirminci yüzyıl popüler kültür ikonu hâline gelen ressam, resimlerinin yanı sıra inişli çıkışlı özel yaşamı ve politik görüşleri ile tanınır. Sanatı sürrealist olarak tanımlanmışsa da kendisi bu tanımı reddetmiştir. Ressam Diego Rivera ile evlenir ve evlendikleri zaman bir kuşla filin evliliği olarak eleştirilmiştir.

 

Kahlo, 1938’de New York’ta sürrealist resmin öncü isimlerinden dostu Andre Breton’un da desteğiyle bir sergi açtı ve bu sergi ona uluslararası ün getirdi. 4 tablosunu ünlü aktör Edward G. Robinson’a satarak ilk büyük satışını gerçekleştirdi, resimlerinin yarısı satıldı. Bu başarı üstüne 1939’da Paris’te bir sergi açtı.

Dünyaca ünlü Meksikalı ressam Frida Kahlo, genelde sadece Frida adıyla da anılır. Tam adı Magdalena Carmen Frida Kahlo Calderon olan ünlü ressam, 20. yüzyılın popüler kültür ikonu haline geldi. Resimlerinin yanı sıra inişli çıkışlı özel yaşamı ve politik görüşleri ile tanınıyor.

Ne güzel demiş Frida Kahlo.. “Birinin beni çok sevmesi, benim için pek bir şey ifade etmiyor. Ben daha çok nasıl sevdiğiyle ilgileniyorum. Mühim olan yormadan sevmek, güzel sevmek demiştir. Frida Kahlo’nun 143 tane eseri vardır.

Adımınızı attığınız ilk andan itibaren Frida Kahlo’nun ruhunu hissedebildiğinizi ifade edebilirm..Öyle bir his ki sanki Frida Kahlo hala o evde yaşıyor da odalardan birinden çıkıp bizimle sohbet edecek evi ziyaret eden pek çok kişi ile konuştuğumda her birinin aynı hisleri paylaşması ise turumuzun en etkileyici yönlerinden biriydi diyebilirim.

TEOTİHUACAN MÜZESİ

Meksiko City’den 40 km. mesafede bulunan UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi´ne alınan “Tanrıların Yeri” anlamına gelen Teotihuacan, Yeni Dünya’nın en eski şehri olup aynı zamanda Kolomb öncesi Mezo-Amerika’nın gelmiş geçmiş en büyük şehri ve din merkeziydi. Teotihuacan Uygarlığı, geçmişten bu yana gizemini koruyan medeniyetlerden birisi. Teotihuacan’ları bu denli gizemli kılan, yapılan arkeolojik çalışmalarda herhangi bir yazılı bir kaynağa ulaşılamamış olması. Güneş ve Ay Piramitleri gibi önemli yapıları içeren, 200.000 kişilik Teotihuacan şehri M.S 7. yy da henüz anlaşılamamış bir nedenle bir anda terk ediliyor.

Teotihuacan kentindeki yapıların konumları, Gize’deki piramitler gibi, Orion Takımyıldızının yerdeki yansıması olacak biçimde ve aynı zamanda, Queatzalcoatl Tapınağı’ndan hareketle gezegenlerin yerdeki yansıması olacak biçimde düzenlenmiştir.

Arkeologlar 1906’da Güneş Piramidi’nin belirli bir yüksekliğinde ve ayrıca tapınaklarda obsidiyen olduğunu saptamışlardır ki, bölgede hediyelik eşyaların büyük bölümü bu mineralden yapılmış olarak karşımıza çıktı.

Teotihuacan; Azteklerin yaşam merkezidir fakat Aztekler tarafından inşa edilmemiştir. Aztekler asırlardır terk edilmiş harap bir şehir olarak Meksika’nın dağlık alanına göç ettiklerinde Teotihuacan bulunmuş. Onu efsanevi bir yer olarak gören Aztekler keşfettikleri yere “Tanrıların İlahlaştığı Yer” gibi bir anlam taşıyan Teotihuacan adını vermişler. Yaklaşık 30 km. karelik bir bölgeyi kaplayan Teotihuacan da Olmeklerin veya Tolteklerin yaşadığı düşünülüyor. Bir Aztek efsanesine göre bu kent insanların vücudunu imal eden ilahların bir araya geldikleri yerdir. Kimi efsanelerde insan soyunu imal eden ilahlar, kimi efsanelerde ise insan kılığına girerek insanlara uygarlığı öğretmiş ve göklere dönmüş bir ilah olan Tüylü yılan tasvirlerinin ilk örneklerine bu kentte rastlanır.

Teotihuacan’ın en büyük yapısı Güneş Piramidi oldukça etkileyiciydi birden bastıran şiddetli yağmura karşın o eski uygarlıklara ait enerjiyi hissetmemek imkansızdı. Ay Piramidi; Ölüler Yolu’da oldukça etkileyiciydi.

Aztek ve Maya medeniyetleri Orta Amerika’da, İnka medeniyeti ise Güney Amerika’da kök salmış uygarlıklar ki benim de bir sonraki durağım Peru ve Bolivya olacak.

Güneş piramidi, çekirdeği yaklaşık 2 milyon ton sıkıştırılmış topraktan oluşmaktadır. Bugünkü adını Azteklerden almıştır.

1968’de güneş piramidinin altına açılan bir mağaranın girişi keşfedilmiş. Teotihuacán döneminden kalma eserlere ek olarak, Aztek dönemine ait nesneler de burada bulunmuş.Mağaralar, daha sonraki Mezoamerikan dinlerinde tekrar tekrar yaratılış yerleri olarak kabul edildiğinden, piramidin dini amaçlara hizmet ettiği varsayılmaktadır. Güneş piramidinin hangi tanrıya adandığı henüz belli değil.

Ölüler Sokağı’nın kuzey ucunda yer alan ay piramidi, güneş piramidinden yaklaşık bir asır sonra inşa edilmiş.

Esther Pasztory, ay piramidinin, Pasztory’ye göre savaş ve fedakarlıktan ve aynı zamanda siyasi meselelerden sorumlu olan bir tanrı olan “fırtına tanrısına” adandığından şüpheleniyor.

Ciudadela merkezi, konut komplekslerinden ve ortada bulunan “Tüylü Yılan” Quetzalcoatl tapınağından oluşan bir yapı. Ancak Ön taraftaki Ölüler Sokağı’na bakan küçük bir girişten ulaşılabiliyormuş. Tapınağın inşası esas olarak üç aşamada gerçekleşmiş ve barındırdığı heykellerden dolayı piramidin tanrı Quetzalcoatl’a adandığı görülüyor.

Obsidiyen, Teotihuacán’ın büyük ekonomik önemi için özellikle önemliydi. Obsidiyen özellikle kesici aletler yapmak için uygundur ve işlenmesi nispeten kolaydır.

Din, Teotihuacán halkının hayatında merkezi bir rol oynadı.[20] Çok tanrılıydı, yani her biri bir veya daha fazla “görevi” olan birkaç tanrı vardı. En önemli tanrıların çoğu, daha önceki kültürlerden kabul edildi ve yüzyıllar sonra orta Meksika sakinleri tarafından hala tapınıldı. Bu nedenle, diğer şeylerin yanı sıra, açık bir tanımlamanın mümkün olduğu kadar, gerçek

Duvar resimlerinin gösterdiği gibi, işlevlerine göre her tanrı için ritüeller yapılırmış. Saburo Sugiyama liderliğindeki arkeologlar, şiddet kullanımının ve aynı zamanda diri diri gömülen insanların görünür izlerini gösteren ölülerin olduğu birkaç mezar bulunca ve sanatta ölümle ilişkilendirilen motifler sıklıkla yer aldığından, bir ölü kültünün var olduğu varsayılmış. Ayrıca, ölümden sonra dirilme inancı olduğu da yapılan çalışmalardan anlaşılmış.

CANCUN

Şahane bir doğa, Karayip denizi kıyısındaki Cancun tüm güzelliği ile karşımızdaydı. Cancún, Meksika‘nın Quintana Roo eyaletinde bulunan ve eyaletin merkezi olan şehirdir. Yucatán Yarımadası‘nın kuzeydoğusunda, Karayip Denizi kıyısında yer almaktadır. Meksika’daki önemli bir turizm merkezi olan şehir, Maya Rivierası’nda yer almaktadır. Okyanusun büyüleyici renklerinden etkilenmemeniz mümkün değil. Gece hayatı ise oldukça meşhur ve bir o kadar da hareketli bir yer.

CHICHENITZA ANTIK KENTI

Chichen Itza Meksika‘nın Yucatán Yarımadası‘nda, Valladolid ve Mérida arasında yer alan, Kristof Kolomb öncesi dönemde 700-900 yıllar arasında büyük bir Maya topluluğu gelişerek alanın güney bölgesi yapılarının çoğunu inşa etmiş. bir İtza Maya kentidir. Orta bölgede yer alan ve toplam 365 basamak ile Maya takvimini simgeleyen ve Tüylü Yılan Tanrısına ithaf edilen Kukulkan Piramidi; jaguar ve kartal motifleriyle süslenmiş Savaşçılar Tapınağı; Maya dünyasının en büyük örneği olan “Juego de Pelota” top oyun sahası gibi ana yapıların tasarımı açıkça bir Toltek etkisi taşımakta.  Söz konusu etkileşimle ilgili üç teori ortaya konulmuş; Toltek’lerin Orta Meksika’daki başkenti Tula Maya’ların egemenliğinin altına geçmiş olabilir; Toltek’ler, ChichenItza’yı istila etmiş olabilirler veya geniş ölçüde tüccarlık yapan Maya’lar Toltek’lerden etkilenmiş olabilirler. Chichen-Itza’daki El Castillo (kale) adıyla tanınan Kukulkan piramidinin yüksekliği üst platforma nazaran 24 m olup, 7 Temmuz 2007’de seçilen dünyanın yeni yedi harikasından biridir.

Kale adıyla tanınan Kukulkan Tapınağı ya da Kukulkan Piramidi: Bu piramidi astronomi ve matematik bilgilerini kullanarak Mayalar inşa etmişler. 4 cephesinin her birinde 91 basamak olup, böylece 4×91’le bulduğumuz 364 sayısına en tepedeki düzlüğü de eklediğimizde yıldaki gün sayısı 365’i buluyoruz. Piramidi öyle bir şekilde yönlendirmişlerdir ki, ilkbahar ve sonbaharda ekinoksların gerçekleştiği an, piramide gelen güneş ışıkları piramidin çıkıntıları sayesinde, merdiven basamaklarının dibinde bulunan iki yılan başı figürü S’ler çizen bir gövde uzantısı oluşacak şekilde bir gölge oluşturmaktadır. Yılanın özelliği, vücudunun gökcisimlerinin yörüngeleri şeklini alabilmesi, S’ler çizebilmesidir. Kukulkan adıyla bilinen ilah tüylü yılandır. Ayrıca piramiti inandıkları yeraltı alemi katları sayısı gibi 9 farklı düzey halinde düzenlemişlerdir. Piramidin tepesinden bakıldığında kentteki tüm yapılar görülebilmektedir.

Eski Mısır piramitleri gibi Mayaların inşa ettiği piramitlerin de zengin eserler ve mezarlar içerdiği ortaya çıktı. Ancak uzmanlara göre, genellikle daha büyük piramitler içinde daha küçük piramitler içeriyor.

Örneğin, Yucatán Yarımadası’ndaki Chichén Itzá bölgesindeki “El Castillo” piramidi, matruşkalar gibi piramit içinde bir piramit, onun içinde bir piramit daha içeriyor.

Burada “Templo de Kukulkán” (El Castillo) piramidinin içinde Jaguar Tahtını bulunmakta. Kukulcan Tapınağı, Chichén Itzá arkeolojik alanının merkezine hakim olan bir Mezoamerikan basamaklı piramididir. Aztekler tarafından bilinen tanrı Quetzalcoatl ile yakından ilişkili olan Yucatec Maya tüylü yılan tanrısı tanrı Kukulkan’ın tapınağı olarak hizmet etmiş.

Bazı Maya tapınakları ritüeller için kullanılırken, diğerleri yöneticiler veya diğer seçkin kişiler için mezar görevi görmüş.

TULUM

Yine bizi karşılayan muazzam bir doğa ve sanki oradan dün ayrılmış hissi uyandıran bir enerjideki Maya Uygarlığına ait kalıntılar. Ve burada da bizi yalnız bırakmayan şiddetli yağış ve yeşilin her tonu. Karayip Denizi kıyılarında Kadim medeniyetlerden olan Mayaların yüzlerce yılı aşkın bir süre boyunca ikamet ettiği Tulum, Meksika’nın Quintana Roo eyaletinde yer alan eski bir liman kentidir. Kolomb öncesi Maya dönemine ait duvarlara sahip olan Tulum kalıntıları Karayip Denizi’nde bulunan Yucatán Yarımadası’nın doğu kıyısı boyunca kayalıklarda yer almaktadır.

Antik Maya medeniyetinin topraklarında bulunan Tulum, Yedi Renkli Göl, subtropikal yağmur ormanları, kireç taşından oluşmuş yeraltı mağarasının çökmesiyle oluşan Cenoteler’den oluşmaktadır. Yucatan Yarımadası’nın doğu sahilleri boyunca uzanan Tulum, Mayaların inşa ettiği son kenttir. 1450 yılına dek şehirde hakimiyeti elinde bulunduran Mayalar, Amerika kıtasının keşfinin ardından bölgeyi sömürmek adına gelen İspanyolların baskılarına uzun süre dayanamayarak, Tulum ormanlarının iç kesimlerine kadar çekilmiş, 1800’lü yıllara kadar  hayatta kalma mücadelesi vermiştir. İspanyolların yıkımları ve yanlarında getirdikleri çiçek hastalığı nedeniyle binlerce yıllık yurtlarını bırakmak zorunda kalmışlar. Ve sıra geldi bir sonraki durak olan KÜBA…

 

Prev Post

Next Post